Self-Custody (Emanet Edilmeyen) nedir?

Lesson 04 Hero Art Alpha

Bazı şeyleri başkalarının emanetine bırakmaya çok alışkınız.


Emanet, bir şeyi korumak üzere saklamak veya vesayet altına almak anlamına gelir. Varlıkları rutin olarak bankaların, yatırım yöneticilerinin ve borsaların emanetine bırakırız.

İlk zamanlarda, bankalar sadece fiziksel nakit saklama hizmeti verir ve paranızı ve değerli eşyalarınızı bırakarak korunduklarından emin olabileceğiniz yerler olarak görülürdü. Sizin yastıklarınız ve döşeme tahtalarınız varken bankaların kasa daireleri vardı.

Bir banka kasa dairesinin self-custody (emanet edilmeyen) versiyonu ev kasasıdır. Ev kasası kullandığınızda bankanın sağladığı güvenliğin büyük kısmından feragat eder ancak içinde sakladığınız varlıklar üzerinde tam kontrol sahibi olursunuz; bu sadece varlıklarınız üzerinde kontrol sahibi olduğunuz anlamına gelmez, aynı zamanda varlıklarınızı sizden başka kimsenin kontrol edemeyeceği anlamına gelir. Ancak, bu varlıkları koruma sorumluluğu tamamen size aittir.

Bankacılık dahil çoğu modern finansal faaliyet dijitalleştiğinden, varlıkların elektronik olarak mevcut olduklarını düşünmek kaçınılmazdır; aslında, dünyadaki tüm paranın sadece %8'i fiziksel olarak mevcuttur.

Kalan %92'si fiziksel değildir; bir maaş çeki aldığınızda, Netflix aboneliğiniz için ödeme yaptığınızda veya Amazon'dan orta çağ stili bir kadeh satın aldığınızda, bu işlemler herhangi bir fiziksel nakit el değiştirmeden dijital olarak gerçekleşir.

Bankalara tarih boyunca duyduğumuz güven düşünüldüğünde, onları paramızı ve varlıklarımızı sakladığımız yerler olarak görmek doğal olsa da fiziksel ve dijital dünyalar tamamen farklıdır.


Varlıklarınızın emanet edilmesi konusunda bir bankaya veya kripto borsasına güvenmenin sakıncaları vardır. Örneğin, hesaplarınıza erişmenize izin vermeden önce bankanız daima kimliğinizi doğrulamalıdır. Bu normalde iyi bir şeydir, ta ki sıra dışı bir işlem (orta çağdan stili kadeh satın almak gibi) emanetçiye şüpheli görünene dek; bu durumda hesaplarınızı bloke edebilir. Ayrıca, bir finansal çöküş yaşanıp emanetçiniz hesaplarınızdan hisse senedi satışına sınır koyar veya daha kötüsü bir piyasa çöküşü sebebiyle bankanız iflas ederse paranızı bankadan çekemezsiniz.

Both Characters

Tüm bunların ortaya koyduğu şey, varlıklarınızı gerçekten kontrol eden bir aracının var olduğudur. Varlıklarınıza erişmeniz için size izin veren odur ve bu izni geri alabilir.


Kripto para ile ilgili kritik farklardan biri şudur: Kendi dijital varlıklarınızın emanetçisi siz olabilirsiniz; "self-custody" (emanet edilmeyen) ifadesi de buradan gelir.

self-custody-03

Nasıl?

Peki bu nasıl mümkün olabilir?

Sonuçta birinin dijital varlıklarınızı saklaması gerekir. Bankaların ve hükümetlerin yaptığı gibi dijital varlıkların izini sürmek için bir sunucu veya veri tabanı çalıştırmazsınız, öyle değil mi?

Aslında çalıştırırsınız. Daha doğrusu çalıştırabilirsiniz. Bu, ilk kripto paraların arkasındaki temel teknik fikirdi. Kripto para ağları aslında açık ve paylaşılan küresel ağlardır; tek bir gruba, şirkete, ekibe, kişiye veya hükümete ait değildirler. Bunlara katılmak veya erişmek için izne ihtiyacınız yoktur. Ağ üzerinde düğüm işlevi görmek üzere bilgisayarlarında yazılımlar çalıştıran ve sizden çok da farklı olmayan kişilerin oluşturduğu topluluklar tarafından işletilirler. Her düğüm ağın geri kalanıyla senkronize olur ve ağ verilerinin kendine ait bağımsız kopyasını içerir. Bu, merkeziyetsizleşme yoluyla bütün ağı korur; ağ üç bin düğüm üzerinde çalışıyorsa bütün ağa zarar vermek için bunların hepsini aynı anda tehlikeye atmak neredeyse imkansızdır; bu biraz, büyük bir balık sürüsünü küçük bir ağ ile yakalamaya çalışmak gibidir.

Bu ağ, bir bankanın veya başka bir emanetçi kuruluşun yerine geçer. Dijital varlıklarınız ağ üzerinde var olurlar ve geçen derste öğrendiğimiz gibi, dijital kimliğiniz, gizli bilgileri elinizde bulundurmanız yoluyla kimliğinizi ağa doğrulatan şeydir: Özel kriptografik anahtarlarınız kripto cüzdanınızda güvenli bir şekilde tutulur. MetaMask gibi kripto cüzdanlarına bu nedenle self-custodial (emanet edilmeyen cüzdan) denir: Emanetçi sizsinizdir ve özel anahtarlarınıza bir tek siz erişebilirsiniz. Varlıklarınızı kontrol etmeniz için size izin vermesi gereken başka bir emanetçi yoktur; bu nedenle de varlıklarınıza etkileşime geçmenizi engelleyecek kimse yoktur. Ağ her zaman aktif ve erişiminize açıktır. Ancak bir ev kasasında olduğu gibi, özel anahtarlarınızı ve Gizli Kurtarma İfadenizi güvende tutmak sizin sorumluluğunuzdur.

Self-custody (emanet edilmeyen) cüzdanların kullanıma sunulmasıyla, gerçek anlamda bir dijital mülkiyet çağı başlamıştır; bu konuya bir sonraki derste değineceğiz.

Self-Custody (Emanet Edilmeyen) nedir?

  • 04 Takeaway 03
    01

    Self-custody (emanet edilmeyen) gerçek bir gerçek dijital mülkiyeti ifade eder

  • 04 Takeaway 02
    02

    MetaMask gibi self-custodial (emanet edilmeyen) cüzdanların varlıklarıma erişimi veya varlıklarım üzerinde kontrolü yoktur; bunlar her zaman açıktır ve yetki vermeme olanak tanır

  • 04 Takeaway 01
    03

    Self-custody (emanet edilmeyen) ifadesi, varlıklarımı tüm denetimleri bana ait olacak şekilde koruduğum anlamına gelir

Bir sonraki adıma hazır mısınız?

MetaMask'ı keşfedin
Learn